Kitapseverlerin Hayalleri

Herkese Güzel Günler Diliyorum;

Sizlere bugün kitapların arasında kaybolmayı seçen insanların diğer herkese saçma gelebilecek sadece aynı hisleri paylaşan insanların anlayabileceği duygulardan bahsetmek istiyorum;

-Mesela sınırsız bir bütçemiz olsun kitap alışverişlerine kocaman market sepetleriyle çıkalım isteriz.

Sonu gelmeyen eski yeni bir sürü kitaptan oluşan genelde üzerinde bir tarih barındıran listelerimiz olur.

-Kabul ediyorum bazen kitapları eve alıp yığsak da okunmayan yüzlerce kitabımız olsa da bizim gözümüz hep alamadıklarımız da kalır.

-Yeni kitaplar hangi dilde basıldığı fark etmez bir önce ki gün çıkmış olsa bile ertesi gün mucizevi bir şekilde kapımızda belirsin isteriz.

-Uzun soluklu serileri peş peşe okuyorsak karakterler oturma odasında bizimle çay içiyorlar gibi bir yakınlığımız vardır.

Benim gibi aşk romanlarını seviyorsanız ve yaşınız 30’ları geçmişse  Christian Grey, Don Massimo Torricelli Efken Karaduman,Gideon Cross gibi karakterlerin hayal ürünü olduğunu dünyada asla olamayacağını sık sık kendinize hatırlatmak durumunda kalırsınız.

Polisiye romanlar da özellikle de Tess Gerritsen,Jean Christophe Grange gibi yazarların romanlarında katili kovalar.Ara sokaklar da delil toplar. Doktorla birlikte otopsiye girersiniz.

Her kitap başka bir dünyadır ama bazen daha da sihirli kapılar açar önünüzde The Originals serisinin kitaplarını peş peşe okuduğum da bir sabah rüyamdan kurt adam saldırısı ile uyandığımı bilirim.

-Kahve kokusunda bizleri kitaplara yaklaştıran bir duygu vardır.Gece daha çok okuyabilmek için sabahları ayakta kalabilmek için elimizde kahve kupalarıyla gezeriz.

Geceler demişken birçoğumuz gündüzün ışığından çok gecenin karanlığın da huzur buluruz.

Ve zannediyorum ki şu soruyu hepimiz kendimize sorarız

“Acaba bende yazabilir miyim ?”

Peki sizler kitap okurken neler hissedersiniz kendinizi nasıl kaptırırsınız yorumlar da buluşalım...

Sevgiyle Kalın…