Adsız Aşıklar

Geçtiğimiz günlerde Netflix’de yayın hayatına başlayan Adsız Aşıklar isimli dizi aşkın iyileştirilebilecek bir hastalık mı yoksa başa gelebilecek en güzel duygu mu sorularına cevap arar nitelikte…
Gelelim konusuna:
Modern aşk hikayelerini klişelerle harmanlayan dizilerin arasında Adsız Aşıklar;
Aşk hastanesi olarak kurulmuş bir yere tedavi için gelen hastaların yaşamlarını, sorunlarını, aşklarını anlatıyor. Cem hastanenin kurucusu olmasına rağmen, travmalarından dolayı gölgelerde kalmayı seçmiş, paranoya derecesinde takıntılı insanlardan uzak olmayı tercih eden bir adam...
Hazal ise Almanya’da başarısızlıkla sonuçlanan iş deneyiminden sonra Türkiye’ye ailesinin yanına dönmek zorunda kalan bir kadın olarak, babasının çalıştığı aşk hastanesinde çalışmaya başlıyor. Hikaye tam olarak Hazal ve Cem’in kesişmelerinden sonra başlıyor.
Dizinin hikaye örgüsü, karmaşık ama bir o kadar da çekici …Her bölümde, aşkın farklı bir boyutunu ele alan dizi, izleyicileri düşünmeye ve sorgulamaya teşvik ediyor. Dizinin her bir bölümünde farklı bir karakter, aşkı farklı bir perspektiften deneyimlerken, izleyicilere de aşkın farklı yüzlerini tanıma fırsatı sunuyor.
Özellikle de ilk bölüm de Teoman’ın “Aşık oldum doktor bey,40 senedir uyuyamıyordum,artık sadece uyumak istiyorum” cümlesi yapımın ne kadar başarılı ne kadar farklı olduğunu ortaya koyuyor.
Uzun lafın kısası Adsız Aşıklar, aşkın farklı boyutlarını keşfetmek isteyen izleyiciler için etkileyici bir yapım. Güçlü karakter gelişimi, derinlemesine hikaye anlatımı ve geçmiş ve gelecek travmaları ile öne çıkıyor.
Peki sizce Aşk bir hastalık mı yoksa şifa mı ?
Sevgiyle Kalın…
0 YORUMLAR
Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...