Nosferatu

Nosferatu

Herkese Günaydın;

Fragmanı yayınlandıktan bugüne vizyona girmesi için, ondan sonra da şehrime gelmesi için gün saydığım lakin 1 aydır her hafta heyecanla beklememe rağmen bir türlü şehrime uğramayan “Nesferatu” filminden bahsetmek istiyorum sizlere…

Filmin yorumuna geçmeden önce sevgili şehrime ve dolayısıyla şehrimin yönetip, sinemalarını işletenlere biraz sitemim var ;

Evet, Çorum bir Anadolu şehri lakin başkent’e sadece 4 saat uzaklıkta bir Alışveriş Merkezimiz ve içerisinde Paribu Cİnema’mız mevcut…

Kendi tabirleriyle “Aşkla Çalışan “ bir belediyemiz olmasına rağmen, her sene düzenlenen “Kitap Fuarı” bu sene düzenlenmedi. Bunun yanında beklediğim birçok film, birçok tiyatro buralara gelmiyor.

Şimdi filmin yorumuna geçebiliriz;

Sevgili Mehmet Berk Yaltırık’ın bu filmi sinemalarda izlemeniz lazım tavsiyesini dinleyerek tam 1 ay beklesem de sonunda merakıma yenik düşerek internet’te var olan bir versiyonunu izlemek zorunda kaldım.

Bram Stoker’ın ünlü romanı Dracula’dan ilham alınarak çekilen film ilk olarak 1922 yılında yönetmen F.W. Murnau tarafından “Nosferatu: Bir Dehşet  Senfonisi “ olarak beyaz perdeye aktarılmış, daha sonra ise 1979 yılında “Vampir Nosferatu” olarak izleyenleri ile buluşmuştu.

Hikâye bizi 1828 yılının Almanya’sına götürüyor. Thomas ve eşi Ellen yeni evlenmişlerdir. Balayından döndükten kısa bir süre sonra Thomas’ın patronu onu, yaşadığı kasabada eski bir evi satın alan, yaşlılığı nedeniyle şatış işlemleri için gelemeyen uzak bir yerde şatoda yaşayan yaşlı bir adamın yanına giderek tapu satışı yapmasını ister.

Thomas, verilen işleri tamamlamak üzere yola çıkar ve bir hafta sonra şatoya ulaşır…

Buraya kadar aşağı yukarı Dracula filmi ve kitabıyla paralel ilerlese de filmin gittikçe artan gotik atmosferi, kasvetli havası, bir kış filmi olduğuna vurgu yapılırcasına,sizi soğuğu hissettirecek kadar gerçekçi sahneleri, vampir filmlerinin olmazsa olmaz meşhur tabut görselleri ve tabii ki Kont Orlok isimli yaratığın Thomas’ın karısına duyduğu tuhaf saplantılı aşkıyla rüyalarında sürekli onu takip etmesi…

Yönetmen Robert Eggers klasik Dracula hikâyelerine kendi yorumunu da katarak,rahatsız edici bazı sahneleri bilerek ve isteyerek farklı bir soluk getirmek istemiş ve başarılı da olmuş.

Bu durum, yönetmenin tutarlı bir tarzı olduğunu gösterse de, izleyicilerin her zaman bu tarzı takdir etmeyeceği de bir gerçektir.

Sonuç olarak  Nosferatu,aday olarak gösterilen Oscar ödüllerinden de anlaşılacağı gibi döneme uygun giysileri,aksesuarları hatta mimariye uygun platosuyla birlikte tam da gotik korku filmi sevenlerin bu sene en çok sevecekleri film olacağını söyleyebilirim.

Sevgiyle Kalın…

 

 

 

 

0 YORUMLAR

    Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...
YORUM YAZ