Sosyal Çürümenin Önüne Geçilebilir mi ?
Ardı arkası kesilmeyen kadın cinayetleri,kullanım yaşı gitgide daha da aşağılara inen uyuşturucu madde kullanımı,ne okur ne olmaz bana bulaşmasın diye göz yumulan yanlışlar ve tabii ki son yaşanan olaylar...
Her birimizin bozulan psikolojisi toplumumuzun içinde bulunduğu durumu daha da net bir şekilde gözler önüne seriyor.
Maalesef ki, yaşanan bu acı olaylar, toplumumuzun her kesiminde derin yaralar açıyor ve geleceğe dair umudumuzu zedeliyor.
Kadın cinayetleri ve çocuk istismarlarına karşı durmak, sadece mağdurlar ve aileleri için değil, toplumun tamamı için bir sorumluluktur. Hep birlikte hareket ederek, bu tür olayların önüne geçmek için yasaların daha sıkı uygulanmasını, eğitimle toplum bilincinin artırılmasını ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda daha fazla adım atılmasını sağlamalıyız.
Sosyal medyanın gücünü de kullanarak farkındalık yaratabilir, toplumsal baskının bu tür olayların önünü kesmesi için çalışabiliriz. Birbirimize destek olarak, dayanışma içinde hareket ederek, daha güvenli ve huzurlu bir toplum inşa edebiliriz.
Her birimizin yapabileceği bir şeyler mutlaka vardır; ister bir imza kampanyasına katılmak, ister bir etkinlik düzenlemek ya da sadece çevremizdeki insanları bilgilendirmek olsun, küçük adımlar bile büyük değişimlere öncülük edebilir.
Unutmayalım ki, güçlü bir toplum, en zayıf halkasının gücü kadar güçlüdür. Bir sonra ki katledilen kişinin kim olacağı bilmiyoruz.Belki bu yazıyı yazan ben,belki de yazdıklarımı okuyan siz...
Bu nedenle, birlikte hareket ederek, daha adil ve eşit bir gelecek için sesimizi yükseltmeye devam etmeliyiz.
Şimdi, sesimizi daha gür çıkarmanın tam zamanı!
0 YORUMLAR
Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...